10 Nisan 2012 Salı

Aşkım, Kocam, Murat’ım " Bir Panik Ataklı Sendromu"

   Evet telefonumda kayıtlı ismi bu, Aşkım, Kocam, Murat’ım

   Kayıt biraz uzun gelebilir ama hikayesi daha uzun.

   Geçen sene bir gece evde yalnızken başlayan kafatasımdaki batma, “Allah beyin kanaması geçiriyorum galiba şu anda” korkusu ile bende panik atak, başka bir ismiyle panik bozukluğa neden oldu. Allah düşmanımın başına vermesin, 3- 4 ay kesintisiz çektirdi bana.

   Her an düşüp bayılacakmış, ölecekmiş gibi hissettiren, hormonları allaşa edip yorgun ve depresyona sürükleyen,  kalp çarpıntısı, kaygı yaşadığım o dönemde, özel sağlık sigortası şirketi herhalde seneye beni sigortalamaz,  limitini tüketene kadar hastanelerin kardiyoloji, nöroloji, dahiliye doktorlarında “ doktor civanım doktor doktor civanım bi çare aramaya başlamadan önce , sadece Murat olarak kayıtlıydı telefonumda.

   “Aman tanrım, yolda bana bir şey olursa aramak için kim bilecek kocamın murat olduğunu” dedim, “KOCAM MURAT” diye kaydettim,  Ooooo…. Peki kim o telaşla K harfine kadar gelecek de dedim, listenin A dan başlayan ilk sırasına duble bir A ile “ AAŞKIM KOCAM MURATIM” mertebesine ulaştırdım kendisini.  

   Pek sevgili ünlü doktorlarımız, bana psikolojik deyip gönderirken evime, sadece bir Allahın kulu doktor, “siz panik bozukluk yaşıyorsunuz, ister bi psikiyatriste gidin, isterseniz ben size bir P.X.L yazayım” dedi.  Psikolojik dediklerinde kendimi toplarsam düzeleceğim diyorsun ama zaten neşeli ve hayattan keyif alan biriyim neyi nasıl düzelticem bilmiyorum.
   
   Evleneli 3 ay olmuş, Koca-man Murat XXL bir adam bana en ufak bir eziyeti yokken, aileme bile söyleyemedim “ kızımız mutsuz mu acaba” diye düşünmesinler diye.

Ben Mutluyum, mutluydum şu batmalarım ve çarpıntılarım olana kadar…

   Psikoloji gelişim kitaplarımı almadım, “İyi Hissetmek -David Burns” ,  “Yuvaya Yolculuk- Lee Carroll” bir huşu içinde okuyorum da okuyorum.

İnternetten doktor videoları mı izlemiyorum, ki bu rahatsızlıkta vücudun alarm sisteminin bozulduğunu ve kısır döngü gibi tekrarladığını Dr. İbrahim Bilgen’in şu videosundan işte beni anlatıyor dediğimde anladım.

NEFES, NEFES, NEFES… Doğru nefes egzersizleri ile ilaca başlamadan bitirmiştim bozukluğu ben, ama gel gelelim sakinleşeceğim diye Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Hekim Kadın Gibi yok o ot senin bu ot benim melisa, kantaron, kedi otu fazla tüketimden batma şikayetlerimi arttırmıştım.  
İşte verilen canım reçeteli İlaçla da tanıştık o günlerde 3 ay kullandım. 

       İbrahim Tatlısesin " Pala Remzi"şarkısının ezgileri eşliğinde bestelediğim

“ Sordum da namın verdiler,
panik atak dediler,
kafana takmak değil,
                                    Seratonin  dediler ."




   Şarkısınında HOBAAA...  halay çeke çeke  iyleştim vesselam hastalık hastası durumumdan da.

   İlaç hafif bir ilaçtı, ama anladım ki bizim metabolizmamız Bu günün dünyanın yükünü kaldıracak şekilde inşa edilmemişti.
 
 Allah neşelerini arttırsın, orta yaşlı teyzeler görürdüm bazen  kendimden utanırdım  "şu yaşımda şu teyzeler kadar olamadım" diye...
   YOK YOOOKKK... artık o teyzelerin "Koy .otune Rahvan Gitsin" modlarının kaynağının antidepresan ilaçlar olduğunu anladım ben. Çünkü ilaçlar adamı o hale getiriyor.

   Benim gibi yaşamı süt liman yaşayan ve hep öyle olmasını isteyen, Mükemmelliyetçi, herkese, her şeye yetişmeye çalışan, kendini ikinci plana atmak pahasına başkalarının mutluluğunu düşünen kişilerde yaşanan bir süreç olduğunu öğrendiğimden beri, her şey tırıs gelip tırıs gidiyor hayatımda.

  Çok hassas bir insandım, Ruhum ağlıyordu belki yıllardır, ben ona ihtiyacı olanları vermemiştim. Yaradana sığındım, her şerde bir hayır vardır dedim, kendimi yeniden keşfettim.

   Bebeğini 6 aylıkken bir virüs yüzünden 2 gün içinde kaybeden bir arkadaşım yıllar sonra bana şunu söyledi; “ eskiden yolda gördüğümüz kendi kendine konuşan tuhaf hareketli insanlara manasız bakardım, şimdi ise acaba neler yaşadı ki bu hale geldi diyorum”

   Koca-man muradımı da , tanıdığım , tanımadığım tüm insanları da kocaman kocaman öpüyorum,

   Sağlıklı geçen her günümüze şükrediyorum.

2 yorum:

  1. :) ya geçmiş olsun öncelikle. evet sanırım ilaç kullanan kadın çok. neşenizi kaybetmemeniz de ne güzel. kocamanınızı anlatış tarzınız da peek sevimli ki ama. :)

    YanıtlaSil
  2. böyle vahim bi olayı bile nasıl güzel anlatıyosun,sanki elimde kahve ,karşımda sen varsın gibi:) çok çok geçmiş olsun tüm yazılarını okudum şimdi nasılsın bakalım bahsetmemişsin?yeni gelinsin hala,bir yılı doldurmadıysan burada öyledir:)
    sevgiyle kal 31 izleyici muhabbetiniz katlana katlana devam eder inşallah :) ben daha 11 :D :D

    YanıtlaSil

Üyelik olmadan yorum yazmak isterseniz, Yorumlama biçiminden, en altta "Anonim" seçeneğiyle gönderebilirsiniz.

Uludağ Tatili

   Aile ziyareti için gittiğim Sömestr tatilimde görümcemle aynı koltuğa oturmuş karşımızda duran eşlerimizine baktık, maç izliyorlar biziml...