Şükredelim, her şerhde bir hayır vardır, sağlığımız yerinde
mi, yerinde gerisi boş.. .v.s. laflarını her yaşanan olumsuz ve kötü durumda
sık sık söyleyen biri olunca insanlar polyannacılık oynadığını sanırlar ama ben
en deli, en asi, en buluğnun bluğsu çağımda, 17 yaşında öğrendim hayatı, annemi
bir gece vakti hastanenin acil
servisinden sokup, beyin kanaması geçirdiğini öğrendiğimizde…
Aylar süren zorlu
bir tedavi sonrası, çok sükür Allah annemi bize bağışlayıp, eski haline
döndüğünden beri , Ne hırs, ne kaybedilen para pul, ne de kısmet olup ta yapılamayan
işler, umrumda oldu…
Bir süredir sesim
soluğum kesilince tatilde olduğumu sananlar olabilir, ama değildim, İzmirdeyiz
ailelerimizleyiz, ama zorlu bir süreçten geçiyoruz şu günlerde sevgili dostlar…
Bana “Gül Kızımız
Gülçin” diyen, arkadaşımın yemeğe geleceği gün mutfağa girip gelinim yorulmasın
diyip, karnıyarıklar pişirip sofralar hazırlayan sevgili kayınpederim, Murat’ın
babası Şahin babamız kanserle mücalede ediyor, bir anda ne olduğumuzu
bilemedik, her şey aniden, şokların yaşandığı bir sinsiler ile yaşandı bu 3
haftada… Ümitlerimizi yitirmeden, dualar ede ede, bir mücadelenin içindeyiz
şimdi.
Fırsat bulup bloga
iki satır bir şeyler yazmak istedim,
Bugün bu yazıyı okuyanların işten, güçten, hayatın yorgunluğundan son
günlerde ihmal ettikleri anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri var
ise belki bir telefon edip, yanında ise
sım sıkı sarılıp “SENİ ÇOK SEVİYORUM, İYİ Kİ VARSIN HAYATIMDASIN” demeyi
hatırlatmak için…
SEVGİLER, SAĞLIKLI GÜNLER...