Lise yıllarında gitara heveslenmiş Bizim Murat, Ben Sesi Güzel-gillere gelin gittim efendim. Ailede müzikle uğraşmayan, enstrüman çalıp, sesi bülbül gibi olmayan yok.
Bas Profondo olan kıymetli sesi ile yıllarca, Ege Türküleri, Kıraç, Feridun Düzağaç, arada My Way'ler söyledi, bizleri hiç kırmadı.
Her genç kız gibi lise yıllarında benim de hayalimdi bir Gitarcı Sevgilim olsun, Ama nota çıkarma, akort seanslarında TIN TIN TIN yanınızda anlamsız bir ses, çıldırtıyor inanın insanı.
Çocukken bir civcivimiz vardı bizim, nereye gitsek peşimizden gelirdi tin tin tin...
Murat'ta o hesap, kitap okuyayım diye yatak odasına gidiyorum, geliyor yatağın ayak ucuna oturuyor,
Mutfağa kaçıyorum, gelip tezgaha tünüyor,
Küçük odaya gidiyorum, yere oturup bağdaş kuruyor,
ve yine TIN TIN TIIIIIINNNN...
Davulun Sesi Uzaktan Hoş geliyor sevgili arkadaşlar...
Bir gün "Şan Dersi alacağım ben" dedi, "Hay hay" dedik, "Opera söyleyeceğim" dedi,
Ona da "başımızın üstünde yeri var çok istiyorsan" dedik,
Hocaların hocası kıymetli birinden ders almaya başladı.
" Bugün mesaiye kalacağım, geç geleceğim" diye aradığında
"Komşulara söyleyeyim de banyo da havalandırma boşluğunda boşuna beklemesin hayranların" diyorum artık...
SA A A A AAAAAAOOOOOOO.. aşamalarını atlattık çok şükür şan programında
Şimdi "Sihirli Flüt" temsilinin Sarastro, Bilge Kişisi, Bölümü çınlıyor bizim evin duvarlarında ..
O İsis Und O Siris İh Muhte Ayn de gette o Siris ......
Hem de Almanca, İtalyanca olsa Lisanda bir kıvraklık, bir ahenk var, Dinleyebilirim gibi geliyor saatlerce...
ama yok bu Almanca, İh Muhte Ayn de Gette......
İstanbul Opera Balesi, Kadıköy Süreyya Sahnesi müdavimlerine haber salın, Temsil sezonu orada kapanmıştır,
ama gelip bizim evdekini alıp götürebilirler.