Arkadaşlarla buluşmuşuz, içimizden biri " Türk İslam Eserleri Müzesinin Kafesinde Kahve Yapım Kursu Veriliyor" demesinin ardından
"Kahvenin kursumu olur, bi oyumuz eksikti " diye şakalaşmaya başladık.
Arkadaşımız ; "Ama fal bakmayı da öğretiyorlarmış" deyince
Hep bir ağızdan; "Hemen gidelim, ne zaman toplanırız, ayarlayalım..."
Herkesin boş olduğu bir ortak gün telaşına düştük.
Ah bilseydim daha önce, kız istemeye geldiklerinde 40 kişiye dağıttığım kahveleri,
Yengeye, ablaya, anneye yaptırıp servis yapmak yerine, kendim yapar.
" Kızımızın kahvesi de pek güzel olmuş" dediklerinde oğlan tarafı,
Babacığım da gerine gerine gururla
" Kahve kursuna gitti kızımız, bunun ilimini irfanını gördü, Hatta mastırlı" diyebilseydi.
Tatil dönüşü biz gidilecek eğitimler listemize aldık bu aktiviteyi,
Ama benden önce gidip öğrenmek isteyen olursa diye hemen aktarmak istedim.
Sultan Ahmet'te Makbul ve Maktul olan Damat İbrahim Paşa Sarayı'nın içinde yer alan
Türk İslam Eserleri Müzesi içindeki Müze Kafe'de
"Bilkent Kültür Girişimi" (BKG) ile "Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği" iş birliği ile düzenlenen aktivite de Yerli ve Yabancı Turistlere Geleneksel Türk Kahvesinin Yapımı ve Sunumu,
en iyi şekilde tanıtılmaya çalışılıyormuş.
ve
hatta "GELENEKSEL TÜRK KAHVESİ EĞİTİMİ SERTİFİKASI" veriliyormuş.
Fal bakma eğitimi de yanında hediyesi sanırım; ki zira fal olayı olmasa benim pek gidesim gelmezdi. Eğlence deyince akan sular duruyor çünkü.
Taksimde "Beğenmezsen paran iade" diye kapı önünde müşteri çekmeye çalışan fal kafelere 1 bilemedin 2 kere para kaptırmışlığım var, zaten beğenmemezlik yapmayasın diye bir döktürüyor, bir döktürüyor ki ablalar, abiler.. ( Kızzzz.. Kısmetin var, şöyle uzun boylu, esmer, Kadir inanır gibi, ama saçları dökülmüş : )
Şimdi MÜKEMMEL TÜRK KAHVESİNİN NASIL yapıldığını öğrenelim...
Alıntıdır:
Taze kavrulmuş kahve çekirdekleri, çok ince toz
haline getirilmek için öğütülür.Her porsiyon için bir tepeleme tatlı kaşığı kahve, boş ve kuru olan cezvenin içine koyulur.
Arzu edilen miktarda şeker ilave edilir.
Her porsiyon için bir kahve fincanı oda sıcaklığında su cezveye ilave edilir.
Cezve ateşin üzerine yerleştirilmeden önce malzeme iyice karıştırılır. Ateşin üzerine yerleştirildikten sonra ise kesinlikle karıştırılmamalıdır.
Cezve düşük ayarda olan ateşin üzerine yerleştirilir.
Eşit köpük dağılımı için ilk kabarmada, köpük cezveden taşmadan cezve ateşten kaldırılır ve köpüğü eşit şekilde kahve fincanlarına dökülür. İkinci kabarmada, ateşten alınan kahve birkaç saniye dinlenmesi için bekletilir. Köpük dağıtımı için uygulanan eşit döküm, kahvenin geri kalanı için uygulanır.''
Kahvede lezzet transferinin geçmesi için en az 6 dakika pişirilmesi ve telvenin çökmesi için de piştikten sonra birkaç dakika beklenmesi gerekiyor.
Fala inanmayın, Falsız da kalmayın,
fincanı iyice sallayın ki, yüreğiniz kabarık çıkmasın,
fincanı iyice sallayın ki, yüreğiniz kabarık çıkmasın,
Bol bol önü açık yollar, kuşlar, devlet kapıları görünsün,
ama asla at çıkmasın, At murat'tır, Murat'ta Benimdir bilesiniz.
(kulağım çınlamaya başladı: birileri "Al murat'ınıda başına çal mı" dedi :))
Türk İslam Eserleri Müzesi Pazartesi hariç her günü 09:00 –17:00 saatleri arasında açık
Web sayfası : http://www.tiem.gov.tr/
bak şimdi yapım kısmını geçtim de, fal kısmı cezbetti beni de :)
YanıtlaSilhımmss bize de bir fal bakarsın :) olmaz mı :)
YanıtlaSilSabah sabah iyi güldürdün :))) Yok başına değil, gönlüne çal ve hep orda kalsın diyorum ben ...
YanıtlaSilAllah iyiliğini versin, ama bak ben hep ateşte karıştırırdım öğrendim doğrusunu senden. İlim irfan ayrı bir şey canım:))
YanıtlaSilinsanların başka verecek kursu kalmadı demek ki:)
YanıtlaSilçok komik geldi bana bu kurs.
Kahve olayını şimdi öğrendim senden: ) artık biz de eğitimli kahve pişiricilerinden oluruz: )
YanıtlaSilBildiğim bu İbrahim Paşa Sarayı bir zamanlar At Meydanı’nın büyük kısmını kaplayan ihtişamlı bir yapıymış, şimdilerde Adalet sarayı olarak da kullanılan yer o sarayın parçalarıymış hatta.
Hatta kanuninin çocuklarının sünnet törenleri /40 gün 40 gece sürdüğü söyleniyor/ ve hatice sultan'ın düğünleri de burda yapılmış.
Hatta şöyle bir şey yazılmış;
Kanuni, damadı Sadrazam İbrahim Paşa’ya sordu: “Sence en güzel şenlik hangisiydi? Senin düğünün mü, yoksa oğullarımın sünnet düğünü mü?”
İbrahim Paşa yanıtladı: “Benimki kadar güzel düğün ne şimdiye dek oldu, ne de olacak.”
Süleyman, “Nasıl?” diye, bozularak sordu.
İbrahim Paşa: “Hiçbir şenlikte sizinki gibi bir konuk yoktu, benim düğünümü varlığı ile onurlandıran Mekke ve Medine’nin Padişahı çağımızın Hazret-i Süleyman’ıdır” dedi.
Bundan hoşnut kalan Kanuni dedi ki, “Sana, beni bana anımsattığın için binlerce kez teşekkür ederim.”
Hep bu muhabbeti hatırlatır bana Türk İslam eserleri müzesi ama bundan sonra bir de kahveleri ve falları da hatırlatacak: )
heeeey ha ha fal da öğretiyolar ha bak seeeen.
YanıtlaSil:)
üsenmedim kalktım yaptım kahveyi bir
YanıtlaSilyandan iciyorum , tarif icin sağol:))
Fal araya girince kursa koşturma olayında koptum :)
YanıtlaSilyormayın kendinizi,bana fincanın resmini gönderin, anında yorumlar gönderirim :))
Ve en güzel kahve aslında kömürde pişen kahve:)
YanıtlaSilnerelerdesin merak ettim?
YanıtlaSilBir de fincanda pişen kahve var adı da 'mandabatmaz' :)
YanıtlaSil